Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖLÜM

Kimseyle acı yarıştırmak değil derdim. Herkesin yükü, kederi kendine ağır.Allah kuluna kaldırabileceğinden fazla yük vermezmiş, diyebileceğim hiçbir şey yok tabii ki. Her şeyi bir kenara bıraktığımda hayatım adına yüz bin milyon    tane şükür edecek neden bulabilirim kendime, her gün uyumadan beş tane bulup sayımı tamamlayıp ve daha da verdikleri için devam edeceğim gibi... Şu an dünyayı ve kendi hayatımın temellerini bir kenara bırakıyorum, çok konuşan belki    çok düşünen kimi zaman çok fazla kuran birisi olabilirim ve bir noktada bir şeyler içime dert bile olmuş olabilir. Bazen sesli bazen kağıtlara dökerek yapabiliyorum bu anlatımları. İnsanlar birilerini kaybedebilirler, büyük acılar yaşayabilirler, tekrar kalkamayacaklarını bile düşünebilirler ama kalkarlar, kalkmalılarda. Eğer hala bu dünyada yaşıyorlarsa, nefes almaya devam ediliyorlarsa hayatın onlara    gösterebileceği, öğretebileceği belki sonunda ödüllendirebileceği daha çok şey olabilir demektir bu. Herkes yaşadıklarının

KIRLANGIÇLAR GİBİ

Güneşin içimizi doldurduğu, kocaman mutluluklarımızın olduğu sabahlara gözümüzü açmışız gibi bir şarkı. Melodisi tatil sabahı, yeşile doğru yola çıkartan, mutlu ve hayatın yüklerinden, beklenti ve getirilerinden uzak olduğumuz o küçüklük zamanımızdan sanki... Yollar uzun dönme diyor Beni insanlar yoruyor Göçmen kuşlar haber veriyor Ufukta nehirler akıyor Ah durmayalım Ah kırlangıçlar gibi Ah yolumuz uzun Ah kırlangıçlar gibi Bir göl kıyısına varıyoruz Orada martılar uçuyor Zeytin dalları haber veriyor Ufukta dargınlar barışıyor Bir dağın eteğine … CAN KAZAZ

NİLGÜN MARMARA

İntiharından sonra eşi; ‘Şiir yazdığını bile bilmezdim,  bir  k en arda pıtır pıtır  bir şeyler yazardı’ demiş. İşte bu kadar basit her şey, anlaşılamamak  bir bir ine   en   yakın   iki   insan  arasındaki   derin   bir   uçurummuş . .."

CEVİZ AĞACI

CEVİZ AĞACI Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril. Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var, Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında NAZIM HİKMET

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN

...Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.. İçimizdeki   Şeytan /  Sabahattin Ali

Oğuz Atay

Resim

ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI

ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı o

OĞUZ ATAY

Resim
BAZILARIMIZ ŞİİRLERE, ŞARKILARA, FİLMLERE, KİTAPLARA TUTUNUYOR... SANIRIM ARTIK İNSAN, TUTUNAMIYOR İNSANA.                                                            OĞUZ ATAY

ZEZE

Resim
     -Daha çok anlat dedim.      +Hoşuna gidiyor mu?      -Çok, elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.      +Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?      -Gider gibi yaparız...                                                        ŞEKER PORTAKALI

Umut

Resim
Bence en kötüsü de bir şeylerin artık elinden değil de içinden gelmemesi...  Heves yok, inancın kalmamış, zorlayamıyorsun.