Bir Empati Meselesi

        


   


     Anlamaya çalışıyorum insanları, hatta bazen kendimi onların yerine bile koyuyorum. Ne yapmaya çalışıyorlar, ne düşünüyorlar merak ediyorum. Ben olsam ne yapardım diye soruyorum mesela kendime. Her zaman net cevaplar veremesemde, hayatı anlamayı, farklı öğretileri görebilmeyi, farklı hayatlara dokunup  onları yaşayabilmeyi istiyorum. Bana göre insan, kendine kattığı farklı pencereler kadar çeşitli düşünce yapılarına sahip olabilir. Aslında bu sebeple hep farklı türlerde kitaplar, yazılar okumaya çalışıyorum. Her öncesinden sonra gelen bilgi, yeni bir dünyaya dalma sebebi benim için. Ne kadar çok başka bilgi o kadar çok daha dünya. Düşünmek önemli  körü körüne, sığ bir şekilde vazgeçmeden, tek bir görüşü, inanışı, amacı değil tabii ki.  Sorgulayarak, araştırarak, doğru adımlarla. Yoksa yeryüzündeki herkesin düşüncesi sualsiz kabul edilmez miydi? Ne anlamı kalırdı bize verilen  aklın. Onu kullanmayıp  köreldikten sonra. Gelen ilk vahiy bile ‘oku!’ iken bu düşünmekten, okumaktan, mantıklı bir cevap aramaktan kaçmak neden? Korkuyor olabilir miyiz? Karşımıza çıkanlardan, alacağımız cevaplardan. İşin ucunda ‘artık öğrendin biliyorsun’ cümlesi var nihayetinde. Bence kaçıyoruz, bir şeyleri bilmekten, öğrenmekten.  Bilmemek işimize geliyor, o sorumluluktan kurtulduğumuzu  sanıyoruz. Oysaki sadece kendimizi kandırmış oluyoruz. Çok basit o zaman hiçbir şey bilmeyelim, görmeyelim sürekli üç maymunu oynayalım. Peki hayat bunun neresinde kalıyor. Önümüze düşen olayları sürekli ötelersek nasıl yaşayacağız? Nasıl ayaklarımızın üzerinde dimdik duracağız? Nasıl insanlara doğru örnek olup, düzgün evlatlar yetiştireceğiz? Hayata kör olmamak gerek. Neler yaşanır,  neler atlatılır, her şey insanlar için bir imtihan değil mi? Sınavdan geçenler de olacak kalanlarda. İlla bir taraf seçmemiz gerekliyse biz hangi tarafta olacağız? mühim olan bu sanırım.





                    06/04/19

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şiir/Milyon Kere Ayten

YAHYA EFENDİ TEKKESİ

İYİLEŞMEYİ İSTEMEK..