Eylül

   Eylül bitti, günler geçiyor birbiri ardınca. Mevsimler değişiyor, havaların kafası karmakarışık olmuş. Ne giyinmesi gerektiğini bile karıştırıyor insan. Güneş gözlüğüyle yola çıkıp bereyle, şemsiyeyle günü kapatıyoruz adeta. Kainat bu kadar karışmışken biz nasıl dümdüz, yerli yerinde kalalım ki? 
Ay tutulması burçları etkiliyormuş, Venüs retrosu gerginlik oluşturuyormuş, benzeri söylemler neler neler… Savcı Esra’nın dediği gibi dünyanın ekseni on iki santim yerinden oynadı kimse kimseye bir santim bile yaklaşmadı. Olmayacak olana elden gelen hiçbir şeyin olmadığı gibi sırtımızın kamburuna da eklendikçe ekleniyor. Umutsuzlukla verdiğimiz savaşların kocaman boşluklar da askıda durmasına ne diyebiliriz ki? Herkezin hayalleri vardı, içlerinde yaşadıkları düşleri, kurdukları masalları... Hepsi usul usul aktı pencerenin buğulu camlarından. Kış geldi, umut kar tanelerine yüklendi. Bilmem kar yağar mı ama umutsuzlukla savaşmak omuzlarına ağır geliyor artık. 


13/10/19

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şiir/Milyon Kere Ayten

YAHYA EFENDİ TEKKESİ

İYİLEŞMEYİ İSTEMEK..