CAHİT ZARİFOĞLU


ZARİFOĞLU, Abdurrahman Cahit - TDV İslâm Ansiklopedisi



ZARİFOĞLU VE ŞİİR



   Tanıdığımız bir çok şairin bir lakabı vardır. Attila İlhan’ın Kaptan, Rıfat Ilgaz’ın Koca Çınar, Can Yücel’in Baba... Bu lakapların arasında sadece bir şairi “Zarif” olarak tanıyoruz. Aristo, artist gibi lakaplarıyla da bildiğimiz Cahit Zarifoğlu. Kimseye muhtaç olmadan yaşamak isterdi hep, kendi ayakları üzerinde yaşamını sürdürürdü. İnsanlardan, onların karmaşalarından kaçma uğraşı içinde olması, yalnızlığı seçme isteği, onu sessiz ve daha sakin bir hayata itmişti. Onun bu hallerini bilgelik ve düşünce tarzına yükleyen yakın çevresi ve arkadaşları bir süre sonra şairin “Aristo Cahit” olarak tanınmasında büyük pay oynamışlardı.

   Her ne kadar yaşamayı seviyor ve her anını dolu geçirmeyi biliyor olsa da çoğu zaman suskun ve sessiz birisi olmuştur. Onun bu hallerini anlayabilmek elbetteki güçtü  fakat onun şair kişiliğine bu durumun etkisi zaten belki de  çokça tartışılmıştı. 1960'lı yıllardan itibaren Türk şiirinin en önemli sorunlarından biri "imge" olmuştur. Şairler, şiir dilinin gündelik dilden farklı bir dil olduğunu savunarak bu terimi kullanmaya başlamışlardır. 1960'lı yıllarda şiir yazmaya başlayan Cahit Zarifoğlu da imge ve anlam sorunuyla uğraşmak zorunda kalmıştır. 1960 ortalarından 1970'lerin sonuna kadar bu dili savunmuştur. Her ne kadar en baştan bari olan şiir dilinin değişmediğini sürekli dile getirse de bu dönemdeki anlayışlar içerisinde şiir yazmanın oluşturduğu zorluklarla uğraşmak zorunda kalmıştır. 1960'lar da şiirin altın terimi imgeydi ve o yıllarda şiir yazan ve şiir yazmaya başlayanlar arasında imge sorunuyla uğraşmayan şair neredeyse hiç yoktu. Zarifoğlu da kimi zaman farklılaşan bakış açısına rağmen bu kavram üzerinden kendi şiirlerini anlatmak zorunda kalmıştır. 

....

Dağ bu
Devir kuş devri
Geçerdi kartal

İşte o kartal
Renksiz ısı vermeden
Ürkmeden ürkütmeden
Kendinden geçerek süzülür
Dikine batar dikine çıkar
Coştumu
Vurur kendini dağa - ölürdü parçalanarak

Dağ bu
Devir aslan devri
Yer yer toplaşarak
Erkekli dişili
Sık sık oynaşarak

Devir insan devri
Geçti geçti
İnsan geçti
Et geçti kan geçti
Göz geçti
Gelenler
Yeni gelen yeniden sonradan gelen
Geçti geçti

Takılan İlk Lakap: Aristo Cahit


   Cahit Zarifoğlu'nun şiirlerinde fark edilen iki dönem vardır. 1960-1970 yılları arası daha çok Romantizm akımı 1970'ler sonrası ve ölüme kadar ise "angaje edebiyat"dır. Çoğu şiirinde "Batı diktasına karşı Doğu protestosu" temasını işleyen Zarifoğlu islami düşünce, insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışı temalarını da şiirlerinde işlemiştir. Her şey zıttı ile vardır, yani hayat, ölümün varlığını hatırlatan en büyük bilinendir. Cenazeler, başkalarının sadece gerekli dersi alabilmesi için vardır düşüncesi her daim onun bilincinde olmuştur. Zarifoğlu, ölüm gelmeden sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiğini söyler. Bu özellikle “insan” olabilme uğraşıdır. Kalıcılık, gelip geçiciliğe her zaman yenilir.Genel olarak alışılmışın dışında yazmak, bilinenin dışına çıkmak ve şiiri kelimelerle öne çıkarmak istemiş, şekil olarak da serbest yapıyı tercih etmiştir. Zarifoğlu şiirlerde daha çok görünmeyen bir tarafının olduğunu, şiirlerin gizli kalmış taraflarının daha değerli olduğu ve onları bulacak kişiyi beklediğini dile getiriyordu. Eserleri somuttan soyuta doğru bir geçiş içerisindeydi. Yazımında ayrıntılara fazlaca yer veren Zarifoğlu şiirde, sanatçıya ait gizli bir tarafın da olması gerektiğini düşünürdü.İlahi ve beşeri olarak ikiye ayırır, madde ve ruh çatışmasını işler ve bunlar bütünün parçalarını oluşturur.Şiire elverişli bir kelime bilgisi ve dile sahip olanların, yazdıklarının şiir olmaya yeterli görülebileceğini söylerdi. Zarifoğlu’na göre okuyucu nitelikli olmalıdır. Şairin yazdığı şiir artık okuyucuya aittir ve ona hak ettiği değeri vermek yine okuyucuya düşer. 

   7 güzel adam 7 güzel şiir - Galeri - Fikriyat Gazetesi

Bir söyleşisinde Nazif Gürdoğan'ın sorduğu 'şiirinizdeki imgelerin bolluğu vurgulamak istediğiniz ana temaları biraz gölgelemiyor mu?' sorusuna; "...hiç kimse, şu ya da bu şiiri anlamak zorunda değildir. Şiirimi bana şikayet ediyorlar.Anlamıyorlarsa neden rahatsız oluyorlar bilmem? Bende botanikten hiç anlamam... pardon ekonomi diyecektim..." der.



Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun
Canım içre sevinç verir sözlerin

Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni
Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım.

...



   Bir röportajında Rasim Özdenören Zarifoğlu'nun şiiri üzerine şu cümleleri kurar; "Cahit açmaktan çok, açıklamaktan çok, örtmeye gizlemeye değer vermiştir. Anlaşılması zor olan tek şair Cahit olmamasına rağmen bu alanda neredeyse yalnızca onun adı çıkmıştır. Cahit'in ilk acemilik şiirlerini saymazsak, taa başından beri şiirin gelip kelimeye dayandığının ifadesi olan şiirler ortaya koymuştur..." demiştir.
Her ne kadar genç şairlere anlaşılır şiiri tavsiye etse de Zarifoğlu politik şiirin slogana dönüşmesine karşı çıkar.Bir yandan şiir dilinin kendine özgünlüğünü kabul eder bir yandan da politika yapmasına izin veren bir şiirden yana olmuştur. 

   "Sanatkarın çağının insanı olması ile sanatı bir takım ideolojilere alet etmeyi birbirine karıştırmamalı. Afganistan şiirleri yazdım. Hama diye bir şiir yazdım. Bunları ben yazmayacaktım da kim yazacaktı? Bazılarının zannettiği gibi bunlar sırf bir bildiri yayınlamak için yazılmadı. Bu olay benim şair kişiliğimden şiire dönüştü"(Cahit Zarifoğlu,Konuşmalar/1982)

Cahit Zarifoğlu'nun Hayatına Dair Bilmeniz Gereken 15 İlginç Bilgi ...

(CAHİT ZARİFOĞLU VE NECİP FAZIL KISAKÜREK)


...

İçinden akan nehir 
İki yakayı çatan nehir

Ak durmadan ak 
Yetmişbin kola ayrıl beş kıt'a ak

Sarıklar kan oldu 
Ak sakal kan oldu

Demek bitmedi kerbela 
Hama kerbelası dehrin

Nasıl kuru dudakları devlet olduysa Hüseynin 
Şehit ağzını değdir üstüne ölü kalbimin

Bülbüller anıp susar sesini 
Nice tevhit çekti dillerin

..ve üstüm başım perişan benim 
Elim hayret kısa kamalarım kayıp

De şehit nefesini değdir üstüne ciğerimin


   İkinci Yeni'nin içinde bulunmasa da kısa bağlamda aynı dönemde bulunup etkilenmeme durumu hiç yok değildir. Rasim Özdenören şu cümlelerle kısaca özetler aslında durumu; '... ikinci yeni ile Cahit'in arasında muhteva yönünden çok önemli farklılıklar vardır. Cahit'in şiiri çok gizli, çok derinden, çok diplerde bir müslüman insan duyarlılığı getirir.... İkinci Yeni şiirini muhteva yönünden genel bir değerlendirmeye girdiğimizde karşımıza materyalist anlayışı yansıtan şiirler çıkar. (Rasim Özdenören /7 haziran 1994/Zaman Gazetesi)
1965 sonrasında Türkiye'de toplumsal hareketlilik yükselince şiir dili de doğrudan aşağılanmaya başlamıştır. Cahit Zarifoğlu'da 'materyalist' dediği bu şiirleri o dönemde eleştirmeye başlamıştır.



Ve gözüm eşyamda değil
Yoruldum maddemden
Ta ki dünya bitti
Köşk kurdum sakin oldum

Dehlizsiz ve tabakasız

....


 
Necip Fazıl Ona Kız İster, Nikah Şahidi Olur

(CAHİT ZARİFOĞLU VE EŞİ)


   Şaire göre yaradılışın özünde aşk vardır, insan kaçsa da aşk onu bulur. Koşullara ve zamana takılmadan kendini gösterir. Ama bu yük ağırdır. Sevgiye gelince; Zarifoğlu’na göre kalbin gıdasıdır sevgi. Kalbi aç olanın sevmekten başka çözümü yoktur. Toplum içindeki bunalımların sebebi, sevgisizliktir.

Haydi sen bütün onlara git benimle
Son sigaramdın
Gidişin antinikotin 
Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
Elleri iki çeşit durgun
Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
Suya inen sesleri

Tam şimdi denizinle
bir çakıl taşına yaklaşıyor
kuma çok yakın bütün kesitlerinle
bakıyor ve bunalıyorsun

Tam şimdi ipe koşan
beni elleriyle alkışlayan
ağrıyan bir gün geliyor

Cahit Zarifoğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şiir/Milyon Kere Ayten

YAHYA EFENDİ TEKKESİ

İYİLEŞMEYİ İSTEMEK..